This site uses cookies.
Some of these cookies are essential to the operation of the site,
while others help to improve your experience by providing insights into how the site is being used.
For more information, please see the ProZ.com privacy policy.
Freelance translator and/or interpreter, Verified site user
Data security
This person has a SecurePRO™ card. Because this person is not a ProZ.com Plus subscriber, to view his or her SecurePRO™ card you must be a ProZ.com Business member or Plus subscriber.
Affiliations
This person is not affiliated with any business or Blue Board record at ProZ.com.
German to Turkish: MONOMERARME PREPOLYMERZUSAMMENSETZUNG AUS UNSYMMETRISCHEN POLYISOCYANATEN UND STERISCH GEHINDERTEN POLYOLEN General field: Law/Patents Detailed field: Chemistry; Chem Sci/Eng
Source text - German [0016] Erfindungsgemäß wird eine Prepolymerzusammensetzung der eingangs bezeichneten Art bereltgestellt, die auf der Verwendung von asymmetrisohen Polyisocyanaten mit sterisch gehinderten Polyolen beruht, wobei die sterisch gehinderten Polyole monomere Diole mit sekundären und/oder tertiären Hydroxygruppen sind. bevorzugt die reaktivere Isocyanatgruppe abreagiert und damit die Tendenz zur statistischen Produktverteilung, bei der immer ein mehr oder weniger großer Anteil an monomerem Polyisocyanate zuruckbleibt, unterlaufen wird. Erst nach weitgehender Reaktion der reaktiveren Isocyanatgruppen kommen die weniger reaktiven zur Reaktion
[0017] Für die Herstellung der erfindungsgemäßen Prepolymerzusammensetzung werden asymmetrische Polyisocanate verwendet. Insbesondere werden dazu Polyisocyanate, die uber zwei Isocyanatgruppen verfügen, eingesetzt. Die Prepolymerzusammensetzungen sind selbst Reaktionsprodukte aus, isocyanatgruppenhaltigen Monomeren und damit reaktiven hydroxygruppenhaltigen Verbindungen.
[0018] Asymmetrische Polyisocyanate im Sinne der Erfindung sind solche, bei denen aus elektronischen und/ oder sterischen Gründen eine der Isocyanatgruppen schneller, leichter und bevorzugt mit der Polyolkomponente abreagiert.
[0030] Die erfindungsgemäßen Prepolymerzusammensetzungen sind für Dämmzwecke geeignet. Sie haben sich außerdem als besonders geeignet für die Herstellung von Sprühklebern erwiesen, das heißt Klebern auf Polyurethanbasis, die aus Aerosoldosen unter Zuhilfenahme von Luft als ergänzendes Zerstäubungsmedium versprüht werden können. Diese Kleber -können vorteilhaft zum Verkleben von Dämmatten und Dachabdekkungen untereinander und/oder mit einem Untergrund eingesetzt werden.
Translation - Turkish [0016] Buluşa göre, bir prepolimer bileşimi, girişte tarif edilen şekilde, asimetrik poliizosiyanatların, sterik engelli polioller ile birlikte kullanımına dayanılarak hazırlanır, burada, sterik engelli polioller, sekonder ve/veya tersiyer hidroksi gruplarına sahip monomerik diollerdir. Tercihen, daha reaktif olan izosiyanat grupları tüketilir, ve bu şekilde, daima monomerik poliizosiyanatların az veya çok bir kısmının geride kaldığı istatistiksel ürün dağılımı yönündeki eğilim yıkılır. Ancak daha reaktif olan izosiyanat gruplarının büyük oranda reaksiyona girmesinin ardından, daha az reaktif olanlar reaksiyona girer.
[0017] Buluşa göre prepolimer bileşiminin hazırlanması için, asimetrik poliizosiyanatlar kullanılır. Bu amaçla, özellikle, ikiden fazla izosiyanat grubuna sahip olan poliizosiyanatlar kullanılır. Prepolimer bileşimlerinin kendileri, izosiyanat grupları içeren monomerlerin, ve dolayısı ile, reaktif hidroksi grupları içeren bileşiklerin reaksiyon ürünleridir.
[0018] Asimetrik poliizosiyanatlar, mevcut buluş bağlamında, elektronik ve/veya sterik nedenler ile, izosiyanat gruplarından birini daha hızlı, daha kolay, ve tercihen, poliol bileşeni ile reaksiyona sokan poliizosiyanatlardır.
[0030] Buluşa göre prepolimer bileşimleri, insülasyon amacıyla kullanıma uygundur. Bunların, ayrıca, yapıştırıcı spreylerin, yani, tamamlayıcı bir atomize edici ortam olarak havanın yardımıyla aerosol kaplarından püskürtülebilen, poliüretan bazlı yapıştırıcıların hazırlanmasında da özellikle kullanışlı olduğu gösterilmiştir. Bu yapıştırıcılar, insülasyon matlarının ve çatı kaplamalarının birbirlerine ve/veya bir zemine yapıştırılması amacıyla avantajlı olarak kullanılabilir.
English to Turkish: Multi-Target Directed Donepezil-Like Ligands for Alzheimer’s Disease General field: Medical Detailed field: Medical: Pharmaceuticals
Source text - English Alzheimer’s disease (AD) is one of the most common neurodegenerative diseases accounting for more than 80% of total dementia cases in elderly people. It is estimated that currently 47 million victims of AD exist worldwide and that number is expected to grow up to more than 130 million by 2050 as a result of life expectancy increase over the next decades (Thies and Bleiler, 2012, 2013). In 2015, the World Alzheimer Report estimated that the current annual societal and economic cost of dementia was US $818 billion worldwide and that amount is expected to rise up to 1 trillion by 2018. This study also reported that the cost associated with dementia has increased by 35% since 2010.
The clinical manifestations of AD are characterized by misfunctioning and gradual neuronal death resulting in a progressive memory deterioration and cognitive decline, related with the loss of cholinergic dysfunction. The anatomopathology of AD has been described by progressive loss of synaptic neurons triggering atrophy in the hippocampus and frontal and tempo-parietal cortex. Two distinctive hallmarks of AD include the presence of accumulated amyloid beta (Aß) plaques around neurons (Glenner and Murphy, 1989) and hyperphosphorylated microtubules associated with tau protein in the form of intracellular neurofibrillary tangles (NFT) (Goedert et al., 2006).
Translation - Turkish Alzheimer hastalığı (AH) en yaygın nörodejeneratif hastalıklardan biridir ve yaşlı insanlardaki toplam demans olgularının %80'inden fazlasından sorumludur. Güncel olarak dünya üzerinde 47 milyon AH kurbanı olduğu tahmin edilmektedir ve gelecek on yıllarda beklenen yaşam süresindeki artış sonucunda bu rakamın 2050 yılında 130 milyonun üzerine çıkacağı beklenmektedir (Thies ve Bleiler, 2012, 2013). 2015 yılında, Dünya Alzheimer Raporu'nda demansın dünya çapındaki güncel yıllık toplumsal ve ekonomik tahmini maliyeti 818 milyar dolar olarak belirtilmiştir ve bu rakamın 2018'de 1 trilyona yükselmesi beklenmektedir. Bu çalışmada, ayrıca, demans ile ilişkili maliyetin 2010 yılından bu yana %35 oranında artmış olduğu bildirilmiştir.
AH'nin klinik görünümleri, kolinerjik fonksiyon bozukluğunun kaybı ile bağlantılı olarak, ilerleyici hafıza bozulması ve bilişsel zayıflamaya yol açan hatalı işleme ve kademeli nöron ölümü ile karakterizedir. AH'nin anatomopatolojisi hipokampüs ile frontal ve tempo-parietal kortekste atrofiyi tetikleyen ilerleyici sinaptik nöron kaybı ile tarif edilmiştir. AH'nin iki belirgin ayırıcı özelliği nöronlar etrafındaki birikmiş amiloid beta (Aß) plaklarının (Glenner ve Murphy, 1989) ve tau proteini ile hücre içi nörofibriler yumaklar (NFY) formunda ilişkilenmiş hiperfosforillenmiş mikrotübüllerin varlığını içerir (Goedert ve ark., 2006).
English to Turkish: Opioid rotation from oral morphine to oral oxycodone in cancer patients with intolerable adverse effects: an open-label trial. General field: Medical Detailed field: Medical: Pharmaceuticals
Source text - English Abstract
OBJECTIVE:
We prospectively investigated the efficacy of opioid rotation from oral morphine to oral oxycodone in cancer patients who had difficulty in continuing oral morphine treatment because of inadequate analgesia and/or intolerable side effects.
METHODS:
Twenty-seven patients were enrolled and 25 were evaluated. The rate of patients who achieved adequate pain control, which provided an indication of treatment success, was evaluated as primary endpoint. The acceptability and pharmacokinetics of oxycodone were evaluated in addition to the assessment of analgesic efficacy and safety during the study period.
RESULTS:
In spite of intense pain, the morphine daily dose could not be increased in most patients before the study because of intolerable side effects. However, switching to oral oxycodone allowed approximately 1.7-fold increase as morphine equivalent dose. Consequently, 84.0% (21/25) of patients achieved adequate pain control. By the end of the study, all patients except one had tolerated the morphine-induced intolerable side effects (i.e. nausea, vomiting, constipation, drowsiness). Common side effects (>10%) that occurred during the study were typically known for strong opioid analgesics, and most were mild to moderate in severity. A significant negative correlation between creatinine clearance (CCr) value and the trough concentrations of the morphine metabolites was observed. On the other hand, no significant correlation was found between CCr value and the pharmacokinetic parameters of oxycodone or its metabolites.
CONCLUSIONS:
For patients who had difficulty in continuing oral morphine treatment, regardless of renal function, opioid rotation to oral oxycodone may be an effective approach to alleviate intolerable side effects and pain.
Translation - Turkish Özet
AMAÇ:
Yetersiz analjezi ve/veya tolere edilemeyen yan etkiler nedeniyle oral morfine tedavisine devam etmekte zorluk çeken hastalardai oral morfinden oral oksikodona opioid rotasyonunun etkililiğini prospektif olarak inceledik.
YÖNTEMLER:
Yirmi yedi hasta kaydoldu, ve 25'i değerlendirildi. Tedavi başarısının bir göstergesi olan yeterli ağrı kontrolünü elde eden hastaların oranı, primer sonlanım noktası olarak değerlendirildi. Çalışma periyodu sırasında analjezik etkililiğin ve güvenliliğin değerlendirmesine ek olarak, oksikodonun kabul edilebilirliği ve farmakokinetiği de değerlendirildi.
SONUÇLAR:
Yoğun ağrıya karşın, tolere edilemeyen yan etkilerden dolayı çoğu hastada çalışma öncesinde morfinin günlük dozu artırılamamıştı. Ancak, oral oksikodona geçiş, morfin eşdeğer dozu olarak yaklaşık 1,7-katlık bir artışa izin verdi. Sonuç olarak, hastaların %84,0'ı (21/25) yeterli ağrı kontrolü elde etti. Çalışmanın sonunda, biri hariç tüm hastalar, morfin tarafından indüklenen tolere edilemeyen yan etkileri (yani, bulantı, kusma, kabızlık, sersemlik) tolere etmişti. Çalışma sırasında meydana gelen yaygın yan etkiler (>%10), opioid analjezikler için tipik olarak bilinenler idi, ve çoğu hafif ila orta şiddette idi. Kreatinin klerens (CCr) değeri ile morfin metabolitlerinin en düşük konsantrasyonları arasında anlamlı bir negatif korelasyon gözlemlendi. Diğer yandan, CCr değeri ile oksikodonun veya onun metabolitlerinin farmakokinetik parametreleri arasında anlamlı bir korelasyon bulunmadı.
KARARLAR:
Oral morfin tedavisine devam etmekte zorlanan hastalar için, renal fonksiyondan bağımsız olarak, oral oksikodona opioid rotasyonu, tolere edilemeyen yan etkilerin ve ağrının hafifletilmesinde etkili bir yaklaşım olabilir.
Turkish to English: Summary of Product Characteristics General field: Medical Detailed field: Medical: Pharmaceuticals
Source text - Turkish 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Antipsikotik tedavi sırasında, hastanın klinik durumunun düzelmesi birkaç günden birkaç haftaya kadar sürebilir. Bu dönem boyunca hastalar yakından gözlenmelidir.
Önemli advers ilaç reaksiyonları:
İntihar: Psikotik hastalıklarda ve duygudurum bozukluklarında intihar eğilimi görülmesi doğaldır ve bazı durumlarda, aripiprazolü de içeren antipsikotik tedaviye başlanmasından ya da tedavinin kesilmesinden hemen sonra intihar eğilimi görüldüğü bildirilmiştir (bölüm 4.8’e bakınız). Yüksek risk altındaki hastaların yakından gözlenmesi antipsikotik tedaviye eşlik etmelidir. Epidemiyolojik çalışmaların sonuçları, şizofrenisi olan hastalarda, diğer antipsikotiklerle karşılaştırıldığında aripiprazol ile daha yüksek intihar eğilimi riski olmadığını göstermiştir. Aripiprazol iyi hasta uygulamasına uyumlu olacak şekilde, doz aşım riskini azaltmak için, en düşük miktarda reçete edilmelidir.
Tardif diskinezi: 1 yıllık ya da daha az süreli olan klinik çalışmalarda, aripiprazol ile tedavi sırasında aniden ortaya çıkan diskinezi ile ilgili seyrek raporlar yer almıştır. Antipsikotik tedavi süresi uzadığında tardif diskinezi riski arttığı için, XXXXXXX alan hastalarda tardif diskinezi belirti ve bulguları görülürse dozun azaltılması ya da ilacın kesilmesi düşünülmelidir. Bu bulgular geçici olarak kötüleşebilir veya tedavi kesildikten sonra dahi ortaya çıkabilir (bkz; bölüm 4.8).
Translation - English 4.4 Special warnings and precautions for use
During antipsychotic treatment, improvement in patient's clinical condition may take several days up to some weeks. Patients should be closely monitored throughout this period.
Important adverse drug reactions:
Suicide: The occurrence of suicidal behaviour is inherent in psychotic illnesses and mood disorders and in some cases has been reported early after initiation or discontinuation of antipsychotic therapy, including treatment with aripiprazole (see section 4.8). Close supervision of high-risk patients should accompany antipsychotic therapy. Results of an epidemiological study suggested that there was no increased risk of suicidality with aripiprazole compared to other antipsychotics among adult patients with schizophrenia or bipolar disorder. Aripiprazole, complying with the best practice for patients, should be prescribed at the lowest quantity in order to reduce the risk of an overdose.
Tardive dyskinesia: In clinical trials of one year or less duration, there were uncommon reports of sudden treatment-emergent dyskinesia during treatment with aripiprazole. As the risk of tardive dyskinesia increased with a longer duration of antipsychotic treatment, if signs and symptoms of tardive dyskinesia appear in patients on XXXXXXX, dose reduction or discontinuation should be considered. These symptoms can temporally deteriorate or can even arise after discontinuation of treatment (see; section 4.8).
English to Turkish (Bogazici University, School of Foreign Languages) Turkish to English (Bogazici University, School of Foreign Languages) German to Turkish (Sprachdiplom Stufe II)