This site uses cookies.
Some of these cookies are essential to the operation of the site,
while others help to improve your experience by providing insights into how the site is being used.
For more information, please see the ProZ.com privacy policy.
This person has a SecurePRO™ card. Because this person is not a ProZ.com Plus subscriber, to view his or her SecurePRO™ card you must be a ProZ.com Business member or Plus subscriber.
Access to Blue Board comments is restricted for non-members. Click the outsourcer name to view the Blue Board record and see options for gaining access to this information.
Turkish to English: Politics General field: Other Detailed field: Government / Politics
Source text - Turkish Bu yakınlaşmanın en somut örneği 17 Mayıs 2010’da Türkiye, Brezilya ve Iran arasında İran’ın nükleer çalışmaları hususunda güven artırıcı bir adım olan Uranyum Takası Mutabakatıdır. İran’ın nükleer programının temelleri 1979 İslam Devrimi öncesinde Rıza Şah Pehlevi tarafından atılmış ve kısa bir aranın ardından 1990’lı yıllarda yeniden başlamıştır. Bu tarihten sonra bu konu İran- ABD/Batı ilişkilerinde önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. 2002 yılında İran’ın “gizli” nükleer tesislerinin ortaya çıkması ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerine girişmesi İran’ın nükleer programının Türkiye’nin İran ve Batı ile olan ilişkilerinde sıklıkla gündeme gelmesine neden olmuştur. Bu tarihten sonra Batı, Türkiye’yi kendisi ile işbirliği yapmak için zorlamıştır. Batı adına İran ile diplomatik görüşmeler yürüten Avrupa Birliği uçlusu (Almanya, Fransa ve İngiltere) arasındaki müzakerelerden kalıcı sonuçlar alınamaması üzerine İran nükleer programının Türk dış politikası üzerindeki etkileri de artmaya başlamıştır (Sinkaya, 2011, p. 67). Türk Hükûmeti sorunun diplomatik yollarla çözülmesini istiyordu. Ancak 2008 yılından itibaren Türk hükûmetinin yaklaşımında önemli değişiklikler olmuştur. Bu yaklaşımın altında Ahmet Davutoğlu’nun “komsularla sıfır sorun”, “pro-aktif ve dinamik” dış̧ politika anlayışı etkilidir. Öte yandan İran’a nükleer çalışmaları yüzünden uygulanacak askeri ve ekonomik ambargolar nedeniyle en çok zarar görecek ekonomilerden biri Türk ekonomisidir. Ayrıca İran’a karşı girişilecek askeri bir operasyon bölgedeki istikrarsızlık ve kaosu artıracaktır. Türkiye, sorunun çözümünde aktif rol üstlenmeye çalışmış̧ ve taraflar arasında arabuluculuk girişimlerinde bulunmaya başlamıştır. Türkiye’nin bu konudaki “arabulucu” rolü̈ Ekim 2009’da Viyana’da imzalanan uranyum takas anlaşmasının başarısız olması üzerine başlamıştır (Ibid, p.69).
Iran ’in “Nükleer Tesis inşası” ile başlayan tartışmaların sonucunda basta ABD olmak üzere Iran ‘in uluslararası toplum tarafından tepki görmüştür. Böyle bir durumda ABD’nin İran’a saldırma ihtimali karsısında Türkiye’nin bu soruna kayıtsız kalması neredeyse imkansızdır. Türkiye’nin Iran politikasındaki amaçlarına bakacak olursak, bu amaçları Ateş üç baslık altında toplamaktadır (Ateş, 20008, p.113) ve Ateş’in yapmış olduğu bu uç asama doğrudan Türkiye’nin çıkarları ile ilgilidir.
Bunlardan birincisi, Türkiye Iran ile ilişkilerini normal düzeyde tutmak istemiştir. Çünkü Türkiye doğal gaz konusunda Rusya’ya bağımlıdır ve Türkiye Iran ile ilişkilerini normal düzeyde tutarsa Iran Türkiye için alternatif bir doğal gaz tedarikçisi olabilir. İkinci baslık, nükleer program sorunu nedeniyle Orta Doğu bölgesinde yeni bir savaşın meydana gelmemesidir. İran’a karşı muhtemel bir harekatta Irak örneğinde görüldüğü gibi iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın bir gereği olarak ABD Türkiye’nin desteğini talep edebilecektir. Böyle bir talep Türkiye’nin Müslüman komşularıyla ilişkilerini kotu hale getirecektir (Turan, 2008, p. 47). Son baslık ise, Iran ‘in uluslararası toplumda normal bir devlet haline gelmesidir. (Ateş, 2008, p.113). Iran nükleer programını sürdürmekte ısrar etmektedir. Buda Iran ‘in uluslararası toplumdan soyutlanması anlamına gelmektedir. Buna tam anlamıyla bir soyutlanma demek yanlış olacaktır çünkü Rusya gibi bazı ülkeler Iran-ABD sorununda ABD’nin İran’a karsı güç kullanmasına karsıdır. Bunlara rağmen nükleer silaha sahip olabilecek bir Iran Bati dünyası ve özellikle Israil için endişe kaynağıdır. Kısacası, İran bölge için güvensizlik kaynağıdır. Türkiye ise Iran ‘in uluslararası toplumda normal bir devlet olmasını bölgedeki güvensizliği ortadan kaldırmak için istemektedir.
Türkiye son dönemde, nükleer program nedeniyle uluslararası toplum tarafından dışlanan ve ABD tarafından ambargolarla sıkıştırılan İran’a uluslararası toplumun gereklerine uyma konusundaki çağrılarını sıklaştırmıştır (Turan, 2008, p. 49). Türkiye’nin bu konudaki tavrı çok net bir şekilde ortaya konulmuştur: Türkiye nükleer silahların yayılmasına karşıdır. Iran ‘in nükleer silahlara sahip olması Türkiye’nin bölgesel çıkarlarına aykırıdır.
Türkiye nükleer silahlar konusundaki ikircikli yaklaşımlara karşıdır, İsrail de dâhil olmak üzere tüm taraflara aynı muamele yapılmalıdır. Barışçıl nükleer enerji tüm ülkelerin hakkıdır. Iran nükleer sorunu diplomatik yöntemlerle çözülmelidir.
Türkiye üçüncü taraf (arabulucu/kolaylaştırıcı) olarak İran nükleer sorununun barışçıl yollardan çözümlenmesi için her türlü katkıyı vermeye hazırdır.113 Türkiye’nin bu çağrılarına İran’dan olumsuz bir yanıt gelmemesi sonucunda, Türkiye arabulucu gibi algılanmaya başlanmıştır ve bunun sonucu olarak Türkiye’nin bölgedeki gücü, saygınlığı artmıştır (Ateş, 2008, p. 114). Türkiye bu tutumunun tam aksi yönünde bir tavırda sergilemiştir. Türkiye, İran’ın uluslararası toplumda endişe yaratan nükleer programı konusunu yakından izlemekte ve meselenin diplomatik ve barışçıl yollardan çözülmesi gerektiğine inanmaktadır. Ancak yine ayni Türkiye, Brezilya ile birlikte, Amerika ve Batı’ya rağmen İran’ın uranyum zenginleştirmesine onay vermiştir. Bu da iki ülkenin yakınlaşmasına büyük katkı sağlamıştır. Ama Türkiye’nin Suriye meselesinde Esad karşıtı tavır alması ve ona karşı söylemleri ister istemez İran’la olan ikili ilişkileri olumsuz etkilemiştir. Su an gelinen noktaya bakiliği zaman, Iran ve Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta izlediği politikalar birbirlerinin zıttıdır. Bütün bunların sonucunda, Türkiye’nin NATO’nun füze savunma sistemine ait radarlara ev sahipliğini kabul etmesi, bölgedeki Sünni gruplar ile ilişkilerini geliştirmesi, ve Iran ile Bati arasındaki nükleer gerginlikte arabulucu olmaya hevesli olmaması (Oğuzlu, 2012, p. 50) sonucunda Türkiye Iran ile ilişkilerinde artık “komsularla sıfır sorun” politikasından değil, kendi çıkarlarından yola çıkarak bir politika benimsemiştir. Kısaca Türkiye Iran ‘in yanında değildir, İran’a karsı nötr de değildir. Türkiye açık bir şekilde Iran ‘in karsısında yer almaktadır. Türkiye bu tutumuna rağmen enerji ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda Iran ile olan ekonomik ilişkilerini sürdürmeye gayret göstermektedir (Ibid).
Translation - English The most concrete example of this rapprochement is the Uranium Exchange Deal on Iran's nuclear studies signed by Turkey, Brazil and Iran on May 17, 2010, as a confidence-enhancing step. The foundations of Iran's nuclear program had been laid by Reza Shah Pahlavi before the Islamic Revolution in 1979, and after a short break, the program started again in the 1990s. After that date, this issue became one of the significant problems in the relations between Iran and U.S. / West. Revelation of Iran's "hidden" nuclear facilities in 2002, and its uranium enrichment activities caused Iran's nuclear program to frequently become a current issue in Turkey's relations with Iran and the West. After that date, the West urged Turkey to cooperate with it. Since any lasting results could not be achieved through the negotiations of the European Union trio (Germany, France and England) that hold diplomatik talks with Iranian on behalf of the West, the effect of the Iranian nuclear program on the Turkish foreign policy began to increase (sinkaya, 2011, p. 67). The Turkish government wanted the problem to be resolved through diplomacy. However, significant changes were observed in the approach of the Turkish government, as from 2008. Ahmet Davutoğlu's foreign policy mentalities "zero problems with neighbors" and "pro-active and dynamic” were the underlying factor affecting this approach. On the other hand, the Turkish economy is one of the economies that would be severely damaged due to the military economic sanctions to be applied to Iran because of its nuclear studies. In addition, a military operation that may be launched against Iran would increase the instability and chaos in the region. Turkey tried to take an active role in solving the problem, and began to act as a mediator between the parties. Turkey's "mediator" role in this issue began as a result of the failure of the uranium exchange agreement signed in Vienna in October 2009 (Ibid, p.69).
In consequence of the disputes that began with Iran's "nuclear plant construction", Iran encountered severe reactions from the international community, from the U.S. particular. In such a case, it is almost impossible for Turkey to remain indifferent to the problem, when considering the possible attack of the U.S. against Iran. If we look at Turkey's objectives regarding Iran policy, Ates (Ates, 20008 , p.113) collects these objectives under three headings, which constitute the three stages directly related to the interests of Turkey.
As the first of these, Turkey wanted to keep its relations with Iran at normal levels. It is because Turkey is dependent on Russian gas and Iran may be an alternative natural gas supplier for Turkey, if Turkey keep its relations with Iran at normal levels. As the second heading, a new war in the Middle East that may be caused bu the problem of nuclear programs is intended to be avoided. In a potential operation against Iran—as seen in the case of Iraq—the U.S. may request support from Turkey, as a requirement of the strategic partnership between the two countries. Such a request makes worse Turkey's relations with its Muslim neighbors (Turan, 2008, p. 47). As the last heading, Iran is becoming a normal state in the international community. (Ates, 2008, p.113). Iran insists on maintaining its nuclear program. It means Iran's isolation from the international community. It would be wrong if it is defined as isolation in the strict sense because some countries such as Russia are against any possible attack of the U.S. on Iran for Iran -U.S. problems. In spite of these, an Iran that may be in possession of nuclear weapons would be a source of concern for the Western world, particularly for Israel. In short, Iran is a source of insecurity for the region. As for Turkey, it wants Iran to become a normal state in the international community, for the elimination of the insecurity in the region.
In recent years, Turkey increased the frequency of its calls for Iran—excluded by the international community and kept under pressure with sanctions by the United States due to its nuclear program— to comply with the requirements of the international community (Turan, 2008, p . 49). Turkey demonstrated its stance regarding this issue in a very clear way: Turkey is against proliferation of nuclear weapons. Iran's possession of nuclear weapons is contrary to Turkey's regional interests.
Turkey is also against indecisive approaches to the issue of nuclear weapons, and wants all the parties including Israel to be treated equally. Peaceful nuclear energy is the right of all countries. The Iranian nuclear issue should be resolved through diplomatik methods.
As a third party (mediator/facilitator), Turkey is ready to make all kinds of contributions for resolution of the Iranian nuclear issue in a peaceful way. Since Iran has not given a negative answer to Turkey’s such calls, Turkey began to be perceived as a mediator; and consequently, Turkey's power and dignity in the region has increased (Ates, 2008, p. 114). Turkey adopted an attitude completely contrary to this attitude. Turkey closely monitors Iran's nuclear program that creates a concern in the international community; and believes that the issue should be resolved through peaceful and diplomatik means. However, the same Turkey—together with Brazil—has approved Iran's uranium enrichment, despite America and the West. This has made a great contribution to the rapprochement of the two countries. But Turkey's anti-Assad stance in the issue of Syria, and its statements against him, inevitably affected its relations with Iran negatively. When look at where we stand now, the policies of Iran and Turkey in Syria and Iraq are incompatible with each other. As a result of all these, Turkey now adopts a policy different form its "zero problems with neighbors" policy, based on its own interests with respect to its relations with Iran, in consequence of the fact that Turkey has accepted to be home to the radars of NATO’s missile defense system; has developed relations with the Sunni groups in the region, and is not enthusiastic about being a mediator for the tension between Iran and the West (Oguzlu, 2012, p. 50). In short, Turkey does not take sides with Iran, and is not neutral against it. Turkey explicitly take a stand against Iran. Despite this attitude, Turkey tries to maintain its economic relations with Iran, with intent to meet its needs for energy (Ibid).
Turkish to English: Medical General field: Medical
Source text - Turkish Bulgular: A grubundaki (n:24) olguya; primer onarım (n:18), Bianchi redüksiyonu (n:3), ventral herni oluşturma (n:2) ve silo prosedürü (n:1) uygulandı. Bu grupta yönteme göre mortalite oranları sırayla; %25, %33, %50, ve %0 olarak bulundu. B grubundaki (n:31) olgu; Bianchi redüksiyonu (n:16), silo prosedürü (n:9), primer onarım (n:3) ve ventral herni oluşturma (n:3) tekniği ile tedavi edildi ve bu yöntemlerde mortalite oranları sırasıyla; %19, %44, %33, ve %67 olarak bulundu. A grubunda total mortalite oranı % 33 iken, B grubunda bu oran %32 olarak bulundu. Gruplar arasında mortalite oranı bakımından farklılık saptanmadı (p>0.05). Yirmi yıllık süre içinde cerrahi teknige göre mortalite oranı; Bianchi redüksiyonunda %21, primer onarımda %33, silo prosedüründe %40 ve ventral herni oluşturulanlarda %60 olarak bulundu.
Bianchi redüksiyonu uygulanan olgularda (B1) respiratör ihtiyacı, ortalama 0.7±1.0 gün, B2 grubunda ise 2.4±3.2 gündü. TPN ihtiyacı B1 grubunda ortalama 23.8±14.4 gün, B2 grubunda ise 21.6±18.6 gün bulundu (p>0.05). Enteral beslenmeye geçiş süresi B1 grubunda ortalama 19.8±12.8 gün, B2 grubunda ise bu süre 12.8±8.2 gün idi (p>0.05). Hastanede kalış süresi B1 grubunda ortalama 40.1±29.4 gün, B2 de ise 36.0±41.1 gün olarak bulundu (p>0.05). Komplikasyon oranı B1 grubunda %31 (evisserasyon (n:2), volvulus (n:1), ileal perforasyon (n:2)) ve bu komplikasyona bağlı mortalite %12 olurken, B2 grubunda bu oran %27 (ileal perforasyon (n:4)) bulunmuş ve olguların %75’i kaybedilmiştir. B grubunda toplam 6 hastada ileal atrezi tespit edilmiştir. Toplam mortalite oranı B1 grubunda %19, B2 grubunda ise %47 olarak bulundu (p>0.05).
Translation - English Findings: Premier repair (n:18), Bianchi reduction (n:3), ventral hernia formation (n:2) and cheilo procedure (n:1) have been applied to the cases in Group A (n:24). In this group, the mortality rates according to the method were found to be 25%, 33%, 50%, and 0% respectively. The cases in Group B (n:31) were treated by Bianchi reduction (n:16), cheilo procedure (n:39), premier repair (n:3), and ventral hernia formation (n:3); and in this method, the mortality rates were found to be 19%, 44%, 33%, and 67% respectively. The total mortality rate in Group A was 33%, while it was found to be 32% in Group B. No difference was detected in the groups in terms of mortality rate (p>0.05). Over a twenty-year period, the mortality rates according to surgical technique were found to be 21% for Bianchi reduction, 33% for premier repair, 40% for cheilo procedure, and 60% for ventral hernia formation.
Respirator need for the cases subjected to Bianchi reduction (B1) was mean 0.7±1.0 days, while it was 2.4±3.2 days for Group B2. TPN need for Group B1 was mean 23.8±14.4 days, while it was 21.6±18.6 days for Group B2 (p>0.05). Duration of transition to enteral feeding was mean 19.8±12.8 days for Group B1, while it was 12.8±8.2 days for Group B2 (p>0.05). Hospitalization duration for Group B1 was mean 40.1±29.4 days, while it was 36.0±41.1days for Group B2 (p>0.05). Complication rate in Group B1 was 31% (evisceration (n:2), volvulus (n:1), ileal perforation (n:2)) and mortality caused by that complication was 12%, while this rate was 27% (ileal perforation (n:2); and 75% of the cases were lost. Ileal atresia was detected in a total of six patients in Group B. Total mortality rate was f19% in Group B1, and 47% in Group B2 (p>0.05).
Turkish to English: Marketing (a little bit poetic) General field: Marketing Detailed field: Furniture / Household Appliances
Source text - Turkish Dinginlik hissinin eşlik ettiği bir fonksiyonellik sunan MAJESTİK koleksiyonunun keyfini çıkarın... Mimari kalite ile birleşen özenle seçilmiş malzemeler uzun süreli dayanıklılığı garanti eder. MAJESTİK koleksiyonundan seçtiğiniz herhangi bir ürün, hem modernliği hem sadeliği güçlü biçimde yansıtan şık düz hatlarıyla kesinlikle banyonuzun odak noktası olacaktır. Banyonuza her girdiğinizde görsel keyif ve iç huzur veren sanatsal güzellik tarafından karşılanacaksınız. Aradığınız banyo dolabı Bursa fabrika satış mağazalarımızda sizi bekliyor.
Translation - English Enjoy MAJESTIK's collection that offers functionality accompanied with the feeling of serenity… Well-selected materials combined with architectural quality ensure long-lasting durability. Any unit you choose from MAJESTIK's collection will definitely become the focal point of your bathroom, with its stylish straight lines that strongly reflect both simplicity and modernity. Every time you enter your bathroom, you will be welcomed by the artistic beauty that gives visual enjoyment and mental tranquility.
More
Less
Translation education
Other - .
Experience
Years of experience: 20. Registered at ProZ.com: Oct 2009.
As a certified translator, I always do my job with a sense of responsibility in such a way as to ensure zero error quality, with the advantage of having professional experience and enthusiasm, which are the two essential factors in a quality translation work.
This user has earned KudoZ points by helping other translators with PRO-level terms. Click point total(s) to see term translations provided.